Dip Dalga Ölümler(İntihar) 1990'lı yıllarda, Avrupa’da intihar olayları arttı/artıyor gibi haberler çıkardı basında. Bunu yorumlayanlar birkaç sebep etrafında yoğunlaşırdı. Refahın/tüketimin doyuma ulaşması, aile ilişkilerinin zayıflığı, gençler 18 yaşını doldurduğunda onlara ailelerinin bile karışamamasının yasal güvence altında olması ve uyuşturucu bağımlılığı gibi sebeplerden bahsedilirdi. Bunlar garipsenir ve ülkemizde olması mümkün değilmiş gibi bakılırdı haberlere. Batıya özenmenin doğru olmadığı da yorumların içinde belirgin bir şekilde vurgulanırdı. Bazı TV dizileri bu bağlamda eleştirilirdi. Şimdi bunlar hafif kalıyor desem abartmış olmam. Çünkü o günlerde televizyon üzerinden endişe üretilen yapımlar şimdiye taşınsa mutaassıp aile dizisi sayılır. Bugün geldiğimiz noktada; Aile, evlilik, geçim, kanaat, mahremiyet gibi değer ifade eden birçok kelimenin içi boşaltılmış durumda. Düşük gelir, yüksek tüketim arzusu,özenti temelli yaşam biçimi arayışları gibi bir çok sebep de buna eklendiğinde, aile içi sorunlar artmakta ve boşanma oranlarında ciddi artışlar yaşamakta. Elimizden alınmış bir nesil, ceplerinde taşıdıkları telefonla kurdukları derin bağın kurbanı olmuş durumda ve maalesef kimsenin elinden bir şey gelmemekte. Bu bağın dışa yansıyan yüzünde; Geç saatlere kadar dışarda zaman geçirmekten tutunda cinsiyetsizlik algısına kadar her şey var. Dip dalgasında ise;Önemsizleşen bekaret anlayışından madde kullanımına, madde kullanımından sanal kumara kadar bir çok şey var. Bu dalganın yüzeye çıkan görünümünde ise genç yaşta intiharlar var. Zaman zaman basına yansıyan istatistiklerde hem dip dalganın hem de yüzeye çıkan sonuçlarının korkunç boyutlarda olduğu görülüyor. Ama toplum bu duruma her zaman olduğu gibi yokmuş gibi davranma mekanizmasıyla karşılık veriyor. Öyle bir hale geldik ki yerel basında bile on binlerle ifade edilen uyuşturucu hap ele geçirme operasyonları yayınlanıyor ama bizim kılımız kıpırdamıyor. Bu miktarlarda uyuşturucu, az nüfuslu illerde yakalanıyorsa varın ülke genelini siz düşünün. Bu rakamlar aynı zamanda kullanımın boyutlarını da ele veriyor. Sosyal medyada yayınlanan ölüm haberlerine sessizce eklenen ve kulaktan kulağa yayılan intihar fısıltısı hepimizi bir sırra ortak ediyor. Dip dalga bir yaşam var ve buradan hiç iyi haberler/kokular gelmiyor. Velhasıl devlet/hükümetler tarafından çözülebileceği halde sessizce topluma havale edilen birçok konu/sorun (mülteci sorunu, okullarda ve camilerde yardım istenmesi...vb) gibi bu durum da topluma havale edildi ama çözülemediği gibi sessizlik sınırını da aştı ve ölüm ölüm bağırıyor. İmdat çığlıkları giderek artıyor. Bir an önce ciddi önlemler alınmazsa maazallah, çok sürmez caddelerde aniden önümüze düşüp ölen gençler görmeye başlayacağız.
Söyleşi
Yayınlanma: 03 Kasım 2025 - 14:24
İmdat! İntihar!
Söyleşi
03 Kasım 2025 - 14:24













