Elimiz Taşa Gitmedi! Diyanet bu hafta kendini çarmıha gerdi ve bize “ilk taşı masum olanınız atsın” dedi! Cemaat şaşkın dinledi!Önce, bir terslik var bu işte dedik.Sonra tersten yorumlamak istedik.Nasıl olur?Yıllardır söylenmeyen doğruları Diyanet bugün neden söylüyor acaba? diye sorduk.Acaba son zamanlarda başkanları görevden alınan belediyelere miydi atıf?Ya da grev yapan işçilere mi söyleniyordu tüm bunlar?Yok yok, örneklemeler herkesi, her kesimi kapsıyordu!Tepeden başlayıp en ücra köşedeki vatandaşa kadar uzanıyordu yelpaze.Biraz daha açık konuşsa hepimiz ifşa olacaktık.Kimsenin kımıldayacak yeri kalmadı! Hükümeti onaylayıcı ima ve anlatımlarla bilinen Diyanet’e ne oldu da hükümete rağmen böyle bir hutbe hazırladı? Bence kendini çarmıha gerdi ve “ilk taşı masum olanınızatsın” dedi. Ama hiç kimsenin eli taşa gitmedi!(İncil’de yazılı ünlü bir anekdottur: Zina yaparken yakalanan bir kadın İsa’nın huzuruna getirilir ve onun taşlanarak öldürülmesi talep edilir. İsa bunun üzerine şöyle der: “Aranızda günahsız olan, ona ilk taşı atsın!” (8. Bölüm, Zinada yakalanan kadın, Yuhanna İncili) Bunun üzerine hiç kimse kadını yargılayamaz ve İsa da kadını affederek gönderir. ) Bir şekilde herkese bulaşmış ya da herkesin bulaştığı bir şeylerden bahsetti.Güncel hayata dair helalle haramın ilk defa bu kadar net ayrıştırıldığı bir hutbeydi bu.“Kamu hakkı; ‘Hukukullah’tır; Allah’ın hakkıdır, Rabbimizin bizlere emanetidir. Bu emanete sahip çıkmak, Müslüman olmanın bir gereğidir. Kamu hakkına ihanet etmek; sadece bir haksızlık değil, aynı zamanda bir zulümdür.” Dedi.“Elektrik ve suyu kaçak kullanmak, toplumun tamamının malına el uzatmaktır, haramdır. Devletin; tarımda, hayvancılıkta ve ticarette verdiği destekleri amacı dışında kullanmak, kamu hakkını ihlal etmektir, günahtır. Daha fazla destek almak için olmayan tarlaları varmış gibi beyan etmek ya da vasıfsız tarlaları vasıflı göstermek, büyük bir haksızlıktır, zulümdür” de dedi.“Torpil yapmak ve yaptırmak, adam kayırmak ve kollamak, gençlerimizin hayallerini çalmaktır. Bir takım kanuni boşluklardan yararlanıp adeta gayrimenkul mafyası oluşturarak kamunun ve şahısların malına haksız yere el koymak, sahte belgeler ve yalan beyanlarla bunları haksızca ele geçirmek haramdır, zulümdür.” Bile dedi. Ve kimsenin kımıldayacak yeri kalmadı. Öyle ya da böyle hepimiz suçluyduk. Çarmıha gerili olan sadece Diyanet değildi. Bizim de içinde olduğumuz tepeden tırnağa hepimizden oluşan bir bütündü çarmıhta duran. Kaldı ki yöneticilere, politikacılara, hükümet edenlere yönelttiğimiz her yanlışın bizde de bir karşılığı var ve biz, başkasının yanlışını eleştirirken kendimizi görmezden geliyoruz. Ya da gücümüzün yetmeyeceğini düşündüğümüz insanların yanlışını görmezden geliyoruz. Hatta bize de bu insanlar tarafından yanlış yapma fırsatı verilince minnettar oluyoruz. “Sorun” fırsat edinemediğimiz zamanlarda beliriyor. Fırsat bulamadım diyemediğimiz için şunlar, onlar, bunlar yanlış yapıyor diyor etrafı gürültüye boğuyoruz. Yani bize göre hırsız, çaldığı için hırsız değil, bize çalma fırsatı vermediği içinhırsız!Velhasıl, hiçbirimizin eli taşa gitmedi.
Söyleşi
Yayınlanma: 29 Haziran 2025 - 14:07
Çarmıha gerildik
Söyleşi
29 Haziran 2025 - 14:07