Uzun zamandır siyasetin içinde olanlar biliyordu.
MHP içinde ciddi sıkıntıların bulunduğunu. Erdal Baloğlu Başkanlığında ki MHP yönetimi ile Milletvekili Halil Öztürk arasında bir çekişmenin bulunduğu sokak kulislerinde ve siyaset dünyasında konuşulan bir konuydu.
Bunu vatandaş “MHP de kazan kaynıyor” şeklinde yorumluyordu.
Sebep olarak ise; Baloğlu’nun milletvekilliği adaylığına göz kırptığı ve bu nedenle de Öztürk’ün de bunu fark etmesiyle gelişen bir süreç olduğu dile getiriliyordu. Birde bunun üzerine Baloğlu’nun hiçbir programa Milletvekili Öztürk ile katılmaması, ilçe Belediye Başkanlarının Baloğlu’nun himayesinde milletvekiline karşı duruşu MHP’de yapılan her şeyi sadece teşkilata ve özellikle kendisine mal etmesi de konuşulan konular arasındaydı.
Siyasi partilerin yaklaşımı daima bellidir. Milletvekilini dışlayamayacağına göre, mevcut il başkanını görevden almak daha kolaylarına gelir.
MHP’de de böyle oldu.
Baloğlu’nun görevden ayrılmasıyla birlikte yeni oluşan yönetimin ise Öztürk ile birlikte görüntülere özen göstermesi, birlikte hareket edileceğinin en önemli işareti oldu.
MHP Kırıkkale Milletvekili Halil Öztürk, özellikle genel merkez düzeyindeki etkisini bu mücadelenin sonucu bakımından göstermiş oldu.
Mevcut duruma göre, Milletvekilliği seçimlerinde birinci sıranın Halil Öztürk olacağının altını çizmek lazım.
Bu süreç kamuoyunda konuşulan “MHP kazan kaynıyor” gündemini de bitirdi. Eğer Abalı ve Öztürk bu süreci iyi değerlendirirse, MHP içinde ki çekişmeler yerine sağlıklı bir gündem oluşturabilirse, bu katkıya dönüşecektir.
&&&
İl Başkanı olan Avukat Murat Abalı ise, genel seçimlerde ikinci sıra milletvekili adayı olarak üzerine düşeni fazlasıyla yapmış, hatta MHP’nin oyunun bu seviyelere gelmesinde ki katkılardan biri olduğunu ortaya koymuş bir isim.
Gerek adaylık dönemi gerekse, ilçe başkanlığı sürecinde toplumun her kesimine ulaşmaya gayret göstermiş hatta birçok kesim tarafından da hem gençliği hem de atak çalışması ile takdir toplamış bir isim oldu.
Bu yönü ile İl Başkanlığı sürecini olabildiğince toparlayıcı bir yaklaşım içinde sürdüreceğini söyleyebiliriz.
Abalı’nın kullandığı dil, olabildiğince ılıman, ötelemeyen ve ötekileştirmeyen bir dil. Bu yönünü sürdürürse, önümüzde ki seçimlerde MHP’ye de büyük katkı sağlar. Zira MHP ye yapılan en önemli eleştiri yerel anlamda üslupla ilgili…
Seçmen hiçbir siyasi parti de üslubun sert, ötekileştiren, karşısındakini dikkate almayan tonda olmasını kabullenmiyor. Özellikle belirli mevkilerde bulunan kimselerin kullandıkları dil bu nedenle önemli.
Abalı, bu yönden baktığımızda da doğru bir tercih olarak önümüze çıkıyor.
Abalı, kendini gösterme telaşına kapılmadan, oluşturduğu yönetimi ile birlikte tam olarak kıvam çalışmasını yapmadan, siyasi her hangi bir hamleye kalkışmaz ve değişimin etkilerini sakinlik ve sükûnet içinde izlerse bunu da kazanç hanesine yazar.
&&&
Toplum genelinde çokta etkisi olmayan ancak siyasetle doğrudan ilgilenen kimseler için önemli sayılan bu değişimin, siyaseten şu an için MHP’ye ne katkısı ne de zararı olmadı.
Yine de Abalı’nın göreve gelmesiyle birlikte başka partililerin bile sıcak yakınlık göstermesi doğru bir ismin tercih edildiğinin önemli kriterlerinden oldu.
Bazı yerlerden ve kimselerden duygusal tepkiler gelse de bunlar belirli bir sınırda kaldı.
Bugüne kadar izlediği yol haritası bakımından sağlam adımlarla hareket ettiğini bildiğimiz Abalı, yeni süreçte de ciddi anlamda aynı hassasiyeti gösterecek düzeyde hareket edeceğini düzenlediği toplantı ile gösterdi.
Bugün için şu olur, bu olur şeklinde yapılan öfke ya da sevinç tarzı yorumları önemsememek gerekir.
Hele ki, siyasette gidene herkes bir kusur bulur, gelene ise toz kondurmazlar gerçeğini bilenler için bu tür yorumların hiçbir önemi yoktur.
Lakin Abalı’nın milletvekilliği adaylığı ve ilçe başkanlığı dönemine baktığımızda sorunsuz, çatışmasız ve suhulet içeren bir yapıyı taşıdığını söyleyebiliriz.
Bu yapısı Abalı’yı başarılı kılacaktır.
Önemli olan il bazında ki bütün yöneticileri ile aynı bağı kurup sürdürmesinden ibarettir. Yeni yükler ve sorumluluklar, Abalı’da bir değişime sebep olmazsa başarılı olacağını söylemek müneccimlik olmaz.
Peki, bu değişimi nasıl adlandırmak gerekir?
Taze kan mı?
Yeni üslup mu?
Kucaklaşma mı?
Buluşma mı?
Yeniden yapılanma mı?
Belki de yıllarca Genel Yayın Yönetimini üstlendiğim, köşe yazarlığı yaptığım Manşet Gazetesi’nin başlığında kullandığı gibi “MHP MURAT’INA ERMİŞTİR”…
MHP içinde ciddi sıkıntıların bulunduğunu. Erdal Baloğlu Başkanlığında ki MHP yönetimi ile Milletvekili Halil Öztürk arasında bir çekişmenin bulunduğu sokak kulislerinde ve siyaset dünyasında konuşulan bir konuydu.
Bunu vatandaş “MHP de kazan kaynıyor” şeklinde yorumluyordu.
Sebep olarak ise; Baloğlu’nun milletvekilliği adaylığına göz kırptığı ve bu nedenle de Öztürk’ün de bunu fark etmesiyle gelişen bir süreç olduğu dile getiriliyordu. Birde bunun üzerine Baloğlu’nun hiçbir programa Milletvekili Öztürk ile katılmaması, ilçe Belediye Başkanlarının Baloğlu’nun himayesinde milletvekiline karşı duruşu MHP’de yapılan her şeyi sadece teşkilata ve özellikle kendisine mal etmesi de konuşulan konular arasındaydı.
Siyasi partilerin yaklaşımı daima bellidir. Milletvekilini dışlayamayacağına göre, mevcut il başkanını görevden almak daha kolaylarına gelir.
MHP’de de böyle oldu.
Baloğlu’nun görevden ayrılmasıyla birlikte yeni oluşan yönetimin ise Öztürk ile birlikte görüntülere özen göstermesi, birlikte hareket edileceğinin en önemli işareti oldu.
MHP Kırıkkale Milletvekili Halil Öztürk, özellikle genel merkez düzeyindeki etkisini bu mücadelenin sonucu bakımından göstermiş oldu.
Mevcut duruma göre, Milletvekilliği seçimlerinde birinci sıranın Halil Öztürk olacağının altını çizmek lazım.
Bu süreç kamuoyunda konuşulan “MHP kazan kaynıyor” gündemini de bitirdi. Eğer Abalı ve Öztürk bu süreci iyi değerlendirirse, MHP içinde ki çekişmeler yerine sağlıklı bir gündem oluşturabilirse, bu katkıya dönüşecektir.
&&&
İl Başkanı olan Avukat Murat Abalı ise, genel seçimlerde ikinci sıra milletvekili adayı olarak üzerine düşeni fazlasıyla yapmış, hatta MHP’nin oyunun bu seviyelere gelmesinde ki katkılardan biri olduğunu ortaya koymuş bir isim.
Gerek adaylık dönemi gerekse, ilçe başkanlığı sürecinde toplumun her kesimine ulaşmaya gayret göstermiş hatta birçok kesim tarafından da hem gençliği hem de atak çalışması ile takdir toplamış bir isim oldu.
Bu yönü ile İl Başkanlığı sürecini olabildiğince toparlayıcı bir yaklaşım içinde sürdüreceğini söyleyebiliriz.
Abalı’nın kullandığı dil, olabildiğince ılıman, ötelemeyen ve ötekileştirmeyen bir dil. Bu yönünü sürdürürse, önümüzde ki seçimlerde MHP’ye de büyük katkı sağlar. Zira MHP ye yapılan en önemli eleştiri yerel anlamda üslupla ilgili…
Seçmen hiçbir siyasi parti de üslubun sert, ötekileştiren, karşısındakini dikkate almayan tonda olmasını kabullenmiyor. Özellikle belirli mevkilerde bulunan kimselerin kullandıkları dil bu nedenle önemli.
Abalı, bu yönden baktığımızda da doğru bir tercih olarak önümüze çıkıyor.
Abalı, kendini gösterme telaşına kapılmadan, oluşturduğu yönetimi ile birlikte tam olarak kıvam çalışmasını yapmadan, siyasi her hangi bir hamleye kalkışmaz ve değişimin etkilerini sakinlik ve sükûnet içinde izlerse bunu da kazanç hanesine yazar.
&&&
Toplum genelinde çokta etkisi olmayan ancak siyasetle doğrudan ilgilenen kimseler için önemli sayılan bu değişimin, siyaseten şu an için MHP’ye ne katkısı ne de zararı olmadı.
Yine de Abalı’nın göreve gelmesiyle birlikte başka partililerin bile sıcak yakınlık göstermesi doğru bir ismin tercih edildiğinin önemli kriterlerinden oldu.
Bazı yerlerden ve kimselerden duygusal tepkiler gelse de bunlar belirli bir sınırda kaldı.
Bugüne kadar izlediği yol haritası bakımından sağlam adımlarla hareket ettiğini bildiğimiz Abalı, yeni süreçte de ciddi anlamda aynı hassasiyeti gösterecek düzeyde hareket edeceğini düzenlediği toplantı ile gösterdi.
Bugün için şu olur, bu olur şeklinde yapılan öfke ya da sevinç tarzı yorumları önemsememek gerekir.
Hele ki, siyasette gidene herkes bir kusur bulur, gelene ise toz kondurmazlar gerçeğini bilenler için bu tür yorumların hiçbir önemi yoktur.
Lakin Abalı’nın milletvekilliği adaylığı ve ilçe başkanlığı dönemine baktığımızda sorunsuz, çatışmasız ve suhulet içeren bir yapıyı taşıdığını söyleyebiliriz.
Bu yapısı Abalı’yı başarılı kılacaktır.
Önemli olan il bazında ki bütün yöneticileri ile aynı bağı kurup sürdürmesinden ibarettir. Yeni yükler ve sorumluluklar, Abalı’da bir değişime sebep olmazsa başarılı olacağını söylemek müneccimlik olmaz.
Peki, bu değişimi nasıl adlandırmak gerekir?
Taze kan mı?
Yeni üslup mu?
Kucaklaşma mı?
Buluşma mı?
Yeniden yapılanma mı?
Belki de yıllarca Genel Yayın Yönetimini üstlendiğim, köşe yazarlığı yaptığım Manşet Gazetesi’nin başlığında kullandığı gibi “MHP MURAT’INA ERMİŞTİR”…