Bu topa ben girmeyecektim. Cumartesiyi Pazara bağlayan gece saat 3 gibi Hacılar’dan AK Partili bir dostum burnundan soluyarak beni aradı. İl Başkanı Kaplan, Koyuncu’ya bunu mu dedi diye.
Bu sorunun cevabını net olarak vermem için bugüne kadar konuyu detaylıca araştırdım.
Cevabı da yazının içinde söyleyeceğim.
Pazar öğleye doğru 11 gibide yine Hacılardan MHPli bir dostum beni arayarak Koyuncu Ak Parti il Başkanına “adamsın” diye çiçek göndermiş doğrumu diye sordu. Ardından da ağzına geleni saydı.
Türkçe de iki güzel deyim vardır.
İlki “özrü kabahatinden büyük” deyimi diğeri ise “Elma ile armutu birbirine karıştırmak”
Yakın zamanda bu iki deyimin “cuk” diye oturduğu bir olay yaşandı. “Elma ile armutu birbirine karıştıran” bir belediye başkanı, İlki “özrü kabahatinden büyük” bir açıklama yapıyor.
Hani hasta ziyaretlerinde gereksiz sözlerle beraberinde geldiklerinin yanı sıra hastayı bile rahatsız edenler olur ya… Öyle bir ziyarette bu iki deyimi doyasıya akılarımızı getirdik.
Ak Parti il Başkanlığına atanan Mustafa Kaplan’ı yönetim kurulu seçilmişleri yanına alarak MHP il Başkanı Erdal Baloğlu ziyaret etti.
Bu basit manada “nezaket” içeren ziyaretin, sonrasında kamuoyuna yansıyanlar ise o “nezaket” inceliğinin tümüyle önüne geçti.
Hacılar Belediye Başkanı Mehmet Koyuncu, kendi parti yöneticilerinin huzurunda söz alarak “… başkanım, partinizden ben 3 kez aday adayı oldum beni aday göstermediniz, bu dönem seçimi kazandım. MHP ve AK Partinin ortak adayı olabilirim inşallah…” diyor.
Bu cümle öyle bir cümle ki;
Hem gereği yok,
Hem nezaket ziyaretinin yapıldığı bir yerde gizliden kendi lehine çıkar sağlamaya çalışmanın manasızlığını…
Hem Ak Parti hiçbir şekilde aday etmemişken, bunu hatırlatmanın ve sanki içine oturmuşçasına 3 kez vurgulayarak dile getirmenin gereksizliği…
Hem kapısını çaldığın MHP seni aday ederek sana o imkânı sunmuş ve o parti şemsiyesi altında seçim kazanmışsın, MHP yi sahiplenememiş olmanın düçarlığı…
Hem kendi parti il – ilçe Başkanı seçilmişleri bulunduğu bir yerde meramını anlatamayacak yetersizliği…
Hem eline geçen ilk fırsatta, tek başına seçimi kazanamayacağını düşünerek “ittifak adayı” olma çabasının zayıflığı…
Hepsini barındırıyor.
Siyaseti bilen birisi, bunların hiç birisi yapmaz.
Cümleyi şöyle söyleseydi; “Beni siz 3 dönem gelmeme rağmen aday etmediniz, bana değer vermediniz ama MHP bana değer verdi bende Belediye Başkanı oldum. MHP ye bir belediye daha kazandırdım” O vakit MHP içinde yeri de yurduda farklı olurdu.
Ancak ne yaptı?
MHP’nin il- ilçe başkanları yöneticileri ile bir kelam bile etmeden “MHP ve AK Partinin ortak adayı olurum inşallah” dedi.
Sormazlar mı adama; sen bunu MHP İl Başkanı ve İlçe Başkanına sordun mu?
Bir siyasetçi bir konuyu kendi yöneticileri ile görüşmeden başka partinin yöneticisine ulu orta soruyorsa, bu o siyasetçinin intiharıdır.
İşte bu yaşananlar sonrası seyir tamamıyla fıkra gibi…
Kalkıp MHP il başkanına veya başka bir yöneticisine göndermediği onlardan sakındığı çiçeği ziyaretten bir gün sonra altına “ADAMSIN” diye yazdırarak Ak Parti il başkanına gönderiyor.
Yetmiyor, Hacılar Kasabasında ben Ak Parti ve MHP nin ortak adayıyım diyor.
Yetmiyor, bu kamuoyu tarafından duyulunca özrü kabahatinden büyük “Biz Kaplan ile eski bir dostluğa sahibiz” mealinde açıklama yapıyor ama hiç birşeyi yalanlamıyor. Orası Kaplan’ın ve Koyuncu’nun evi değil ki dosthane bir sohbet edilsin. Birbirlerini tek başlarına ziyarete gelmiş değiller ki.
Yetmiyor elma ile armutu birbirine karıştırarak kendi parti yöneticilerine sormadığı bir konuda kasabada diretiyor ve Ak Parti ye gönül vermiş veya adayı olmuş isimlerin yakınlarına kadar ortak aday benim söylemi ileterek tutarsız bir gerginliğe sebep oluyor.
Koyuncunun üsteleyerek söylediği partinizden aday adayı oldum, bu kez ortak aday olurum inşallah sözlerine karşılık, Kaplan’ın kurduğu cümle şu; “Böyle bir konu yok başkan bizi yanlış anladı galiba, önümüzde seçim yok ve benim tek başıma bir karar almam söz konusu dahi olamaz. Başkan sana bu partinin kapıları kapalı”
Bu cümleyi duymazdan gelip ertesi gün çiçek göndererek sadece kasabasındaki siyaseti gerilim içine sokmanın anlamı ne?
Ve Kaplan’a haksız biçimde yüklenilmesine yol açacak bir süreci sürdürmenin, ısrar etmenin manası ne?
Bugüne kadar yazılarımı takip edenler bilir; inandığım tek şey var. Bu şehrin aklı başında düzgün ve ilkeli siyasetçilere ihtiyacı var.
Böyle bir çizgi grafiği gösteren kişi Belediye Başkanı olabilir ancak siyasetçi olamaz, olmamalı.
Hem Partisi MHP’yi saf dışı bırakarak ortak adaylık talebini ulu orta söyleyecek, hem de Ak Parti’yi zan altında bırakarak, kendi kendine gelin güveği olacak.
Hacılar’dan arayan Ak Partili dostuma yok öyle bir şey, başkan aklından geçirdiklerini il başkanı Kaplan söylemiş gibi anlatmış dedim.
MHPli dostuma ise, MHP yönetimi kendileriyle görüşülmeden böyle sözlerin dile getirilmemesi konusunda mutlaka kulağını çekecektir dedim.
Koyuncu’ya da şunu söyleyeyim; özrü kabahatinden büyük bir açıklamada bu yazı için yapacaksa, en azından birine akıl danışmalısın, bu kez doğrusunu yaparsın. Çiçek göndermesen de olur.