Kırıkkale Üniversitesi kurulduğu günden sonra sürekli büyümesi ve özellikle sürekli artan tercihlerle dikkat çekiyordu. Ancak 4 dönemdir bu yapısını tümüyle kaybetmeye başladı. Bunda yönetim anlayışının daha yoğunluklu biçimde bilimsel çalışma yerine makamı koruma telaşının yer alması gözlerden kaçmıyor.
Özellikle üniversite de fakültelerin gelişmesi hatta eğitim kalitesinin yükselmesi için yapılması gerekenler ortada iken, hiçbir riskin alınmayıp sorumluluktan kaçılmasının da etkisi büyük.
Üniversite de önemli ölçüde yaşanan küçülmelerin en önemli sebebi de Prof. Murat Çakmak döneminde Kırıkkale ile üniversite arasında ki bağın zirve döneminin Çakmak’ın görev süresi bitimiyle sona ermesinden kaynaklanıyor.
Üniversite Prof. Ekrem Yıldız ile birlikte şehirden kopmaya, koparılmaya başladı. Ekrem Hoca bizzat bütün toplantılara katılmasına rağmen üniversiteyi kurumsal olarak şehir ile buluşturamadığı gibi, kabuğuna çekilme sürecinin de mimarı oldu.
Yıldız, döneminin bitmesiyle birlikte tabiri caizse üniversitenin gerileme süreci de başladı. Prof. Ersan Arslan'ın göreve gelişinin hemen ardından üniversiteyi bilen birisi olduğundan büyük ümitler besleniyordu. Ancak tam aksi bir durum yaşanmaya başlandı. Üniversite idari olarak eş dost ilişkisinin yanı sıra “Erzurum” ekibine endekslenmeye başladı.
Üniversitenin eğitim ve akademik çalışmalar boyutunda da Kırıkkale ile buluşturulmasına yönelik tek bir adım atılmadı. Üniversite içine kapanık, şehirden kopuk, kendinden olmayanlara kurumsal olarak kapısını kapatan bir duvar haline dönüştü.
Prof. Ersan Arslan, yönetiminde ki Kırıkkale Üniversitesi şehirle, şehrin kurumsal kimlikleri ile de iletişimi tümüyle kopardı. İstişare etmeden karar veren, tekilci bir yönetim anlayışına geçti. Bir devrin “Okullar olmasa Milli Eğitimin sorunu kalmaz” diyen anlayışın devamı niteliğinde bütün kusur eğitim verilen bölümlermişçesine davranmaya başladı.
Yetmedi yetinmedi, üniversitenin can damarı birçok çalışan için fırsat oluşturan ikinci öğrenim bölümlerini kapattı.
Hem de siyasetçisinden bürokratına kadar birçok kimsenin ikinci öğretim sayesinde önünü açtığı şehirde, Kırıkkale Üniversitesinde yaptı bunu.
Gidip sorsanız “Biz böyle uygun gördük” emri vakiliği ile cevaplarlar.
Kırıkkale’de ki memurlar işçiler ikinci öğretimde eğitim görerek derecelerini artırıyormuş, çalışanlar mesai saati sonrası eğitim görme imkânına sahip oluyorlarmış umurunda mı Kırıkkale Üniversitesinin…
Ya Kırıkkale halkının hakkını savunmak için vekâlet alan milletvekillerinin umurunda mı?
Sahi, Milletvekilleri Mustafa Kaplan, Ahmet Önal ve Halil Öztürk Kırıkkale Üniversitesi Rektörü Ersan Arslan, lütfedip bu kararı alırken size sordu mu?
Kırıkkale’nin ismini taşıyan bir üniversitenin rektörü nasıl ve neden sizlerle istişare etmeden bunu yapabiliyor?
Kişiler makamlara hizmet etmek, Üretmek, başarıyı artırmak için gelir. Küçültmek, daraltmak, ufuk kapatmak için değil.
Şehrin bütün seçilmişleri, şehre hizmet için vardır.
Ya şehre hizmet eder ya da koltuğunun derdine düşer.
Sizler koltuğun derdine düşenlerden uzak durun.
Kırıkkale’nin, Kırıkkaleli’nin hakkını savunun,
Bu hakkı umursamayanlara, önemsemeyenlere
“Ben yaptım oldu”cuların bu pervasızlığına izin vermeyin!